4 Nisan 2024 Perşembe

Pembe öpücük

Lütfen ısırma diye inledim oturduğum koltukta. Alçak ve ayakları aşınmış limon küfü renkli kadife koltukta kot pantolonum bacaklarımdan sarkmış ve kahverengi bağcıklı ayakkabılarımın üzerinde ağır bir yığın olmuş şekilde duruyordu.

Bacaklarımın arasına eğilmiş adamın kelleşmeye başlamış gri saçlarına tepeden bakıyordum. Başka bir erkeğe ağzıyla zevk vermek konusunda acemi olduğu belliydi, ama değil de gibiydi. Elleriyle baldırlarımı kavradı, sertleşmiş erkekliğimi ağzının içinde kasarak bogazina doğru itekledim. Derin bir garklama ile salyayla kaplı erkekliğimi ağzından çıkarıp toplarımı ağzına alarak vakumlamaya başladı teker teker. Üzerinden salya sızan kıpkırmızı erkekliğim alnundaki bir kaç tel saça değiyordu.

Sündürme lütfen! diye inlerken boğazımdan bir hırıltı yükseldi. Baldırlarımı kaldırıp pantolonumu bacaklarımdan çıkardı. Yalnızca bordo renkli çoraplarım ve kahverengi ayakkabılarımla, belden aşağım çırılçıplak oturuyordum karşısında.

Bacaklarımı özenle omuzlarına yerleştirdi ve buz mavisi renkli gömleğinin önünü komple çözüp kemerini açtı ve yeşil renkli boxerini sıyırıp pipisini açığa çıkardı. Sertleşmiş haliyle bile anca on bir santim var yok olan aleti zevkle zonkluyordu. Öne eğilince bacaklarının arasında kayboldu.

O küçük aletini içime sokmasını istedim. Yüz yirmi kiloluk kıllı bedenimin içinde o küçük, biçimlice sünnet edilmiş ve altındaki iki irice toptan öz suyunu salmaya hazır erkeklik alametini gezdirsin istedim. Üstüne oturmak, içimde gidiş gelişini hissetmek ve boşalırken kasılmasını, zevkten inlerken boğum boğum içime dölünü akıtmasını ve gerekirse onun çocuğuna hamile kalana kadar bana arkamdan sahip olmasını...

Yavaşça ayakkabılarımın bağlarını çözdü ve teker teker çıkardı. Ayakkabıları yere koymadan hemen önce topuklarından tutup burnuna götürdü ve içlerini kokladı. O gerçek deriden yapılmış erkek ayakkabısı kokusuna karışan tenimin, ayaklarımın ve çoraplarımın kokumu kendi burnumda hissettim.

Boşalmak üzereydim, gözlerim kısıldı ve beyaz gömleğimin içinde meme uçlarım sertleşti. Yaklaşarak bordo renkli pamuklu çoraplarımı çıkardı ve yumak haline getirdiği çorapları bir süre burnuna tutarken gözlerimin içine baktı iki şahin gibi kaşın altından ateş gibi patlayan gözleriyle, dudaklarımın kuruduğunu ikimiz de fark ettik. A önce aletimi somurduğu ve toplarımı sürdürdüğü dudaklarıyla bu sefer dudaklarımı öptü.

Napıyorsun sen bana diye inledim.

Erkeklik alametlerinin tadına bakıyorum dedi.

Alamet dediği de siyah renkli saten kilodum, bordo çoraplarım ve deri ayakkabılarımdı. Şimdi hepsi özenle üstümden çıkarılmış ve odanın çeşidi yerlerine fırlatılmıştı.

Elim ister istemez kasıklarıma doğru gitti. Bileğimi yakaladı, hayır, kendin değil. Fısıltıyla konuşuyordu.

Daha sonra bacaklarımı karnıma itekleyerek üstüme eğildi ve zevkten mosmor olmuş ve içine kaçmış küçük erkekliğimin başına kendi gibi  küçük bir öpücük kondurduktan sonra aşağı inerek diliyle deliğimi buldu.  Çok kaygan ve çok rahattı. Prostatımın uyarıldığını hissediyordum. Diliyle önce deliğimin etrafını yaladı sonra yavaş yavaş içine sokmaya başladı. O şapırtılar çıkarıp beni adeta nemli diliyle sikerken ben beyaz gömleğimin önünü açıp kıllı göğüslerimi çıkardım. Göz ucuyla bana baktı, meme uçlarımı sıkıştırıp bırakıyordum.

Ritmik olarak sertleşen ve kalp atışlarımla senkronize şekilde nabız gibi atan erkekliğime dimdik olmuş mosmor meme uçlarım eşlik ediyordu. 

Lütfen diye inledim, sok artık.

x

28 Mart 2024 Perşembe

Babacık

Sesini çıkarmadan arkana yaslan diye komut verdi. Arkası son derece rahatsız şekilde sırtıma batan eski tip, ahşap ve gıcırdayan bir sandalyede oturuyordum. Dışarıdan bir araya geçti, sokaktan bir köpek havladı.

Ne yapacaksın bana?

Sanki tanrının her günü fetiş partilerinde seks objesi olarak görev alıyordum.

Görürsün dedi rakı kokan nefesiyle. 

Boynumdan lacivert ve altın renkli çizgileri olan kravatımı söküp arkama geçti ve ellerimi arkamda birleştirip kravatla ellerimi bağladı. Tedirginlikle kıpırdandım.

Elime kravatın bir ucunu sıkıştırdı, çek bakalım.

Çektiğimde düğüm çözüldü ve bileklerim serbest kaldı.

Kendini yanımda güvende hissetmeni isterim.

Denerim. Gülümsedim.

Sessizce önüme geçti ve sabah ilk kez giydiğim yarı parlak, siyah renkli ve mavi bağcıklı ayakkabılarımı çözmeye başladı. Seni hep ayakkabılarınla beğendim, eğer izin vereceğini bilseydim üstlerine boşalmak isterdim.

Ayağımı geri çekmeye yeltendim, merak etme, şaka yapıyorum, sadece seni sağacağım bugün.

Sırtımı dikleştirdim. Sağacağım derken?

Dölünü. Ayak üstü.

Bu biraz garip geldi bana dedim.

Çok konuşuyorsun dedi.

Ayağa kalkıp gömleğinin yakasını çözdü ve beyaz gömleğinin üst düğmeleri arasından göğüs kılları göründü. Boynunda parıldayan altın madalyonu içimi gıcıkladı, uyarılmaya başladım.

Karşımda striptriz yapıyordu, önce gömleğini çıkardı, üzerinde beyaz atletiyle kaldı. Sonra kotunun önünü çözüp dizlerine kadar indirdi, siyah, dar kesim ve kalkınca iyice belirginleşmiş erkekliğini dışarda bırakan kilodunu sıyırıp kucağıma oturdu.

Hoşgeldin dünyama babacık.

Babacık?

Cevap olarak dudaklarıma yapıştı. Rakı kokulu nefesi boğazımdan aşağı doğru nemli bir şekilde kaydı.

Babacık kaldırmış. Elleriyle kumaş pantolonumun üzerinde dolaşıp sırt tarafımdan, kemerimin üzerinden kalçalarıma girdi. Babacık dar mı?

Öpüşmekten fırsat bulup nefesimi bırakırken evet diyebildim.

Babacığı genişletmek istiyorum.

Kucağımdan kalktı ve hareketlerine soft erotik bir kıvam katarak pantolonumun önünü çözmeye başladı. Sertleşmiş erkekliğim beyaz kilodumla birlikte gri pantolonumdan fırladı.

Pantolonum parçalarımdan sarkarken önü açılmış gömleğimin üzerinden göğüslerimin arasını koklaya koklaya göbeğime, oradan da kilodumu gerginleştirmiş erkekliğime gelip dişleriyle kilodumu sıyırdı ve sıcacık, rakı ile demlenmiş ağzının içine aldı komple.

Erkekliğimi çevreleyen ılık haz dalgası beynimin içinde dönüyordu. Bazen bir lolipopu yalar gibi yavaş ve usulca, bazen de etine saldıran bir kedi gibi bencil, kibirli hoyrat ve hızlıydı. Taşaklarım yukarı çekilip kasılmalarım arttığında bir anlığına yukarı doğru döndü ve göz göze geldik. Kalın kaşları altında  parıldayan bir çift siyah göze bakıyordum.

Yerinden kalkıp doğruldu, seni pantolonunun içine boşaltıp bütün gün öyle durmanı istiyorum.

Neden bundan böylesine hırpani bir zevk alıyorum?

Tekrar ağzına aldı boşalmak üzere olan erkekliğimi. Geliyorsun babacık, gel babacık, attır babacık, dölünü istiyorum babacık.

Kendi beyaz kilodumun üstüne ellerim arkamdan bağlı olduğu halde iki büklüm boşalırken daha ne kadar ileri gidebilirim diye düşündüyordum ve o yollara hazır olmaktan korkuyordum...

26 Mart 2024 Salı

Fısıltı

Burnum yumuşacık taşak torbasının tam altındaydı ve sarf etmiş olduğu efordan kaynaklı biraz ter, biraz testesteron biraz da az döl kokusu burun deliklerimi dolduruyordu. Az önce oluk oluk boşalmış, kıllı göğsüm, pembe meme uçlarım ve göbeğim yapışkan dölle kaplıydı.

Dilimle az önce hatırı sayılır miktarda dölü dışarı atmış taşaklarından birisini yakalayıp vakumladım ve yumuşak taşak tanesi zorlanmadan ağzıma girdi, hafifçe sıkıştırıp erkekliğinin temsilinin geleceğini tehlikede hissettirdim.

Acıdığını anladım, kalçalarını geriye çekti, pipisi bacaklarının arasına girdi ve iyice küçüldü. Tek taşağın yanına küçülmüş pipisini de aldım ve dilimin üzerinde çevirmeye başladım. 

Sadece ağzımda tutuyordum, elimdesin mesajı vermenin güzel bir yoluydu, dolu dolu bir çaba.

Bedenimin yanına yerleştirdi ellerini, kıvranarak üstüme eğildi. Taşaklarını ağzımla çektim. Nefesi hazla dolu erkekliğin üzerineydi, ağzına alacak sandım. Ağzına boşalma düşüncesi geçti kafamdan. Bileklerinden tutup kaldırdım ve diğer taşağını da ağzıma soktum. İnledi.

Sertleşiyordu ve boğazıma doğru büyüyordu erkekliği.

Tam anlamıyla onun pasifi olmak, ona zevk veren tarafta ve kendi rızamla ağzıma almak inanılmaz güçlü hissettiriyordu kendimi. 

Ne garip bir mukayese, iktidar sahibi iki erkeğin sessiz ve birbiri üzerinde üstünlük kurma çabası.

Damağımda sertleşmiş erkekliğinin başını hissediyorum,  o kadar yumuşak, o kadar güçlü, o kadar baskın, o kadar...

Bir anlığına kasılıyor organı ve nefesim kesiliyor;  dölüm hafif bir fısıltıyla bacaklarımın arasından fışkırıp göbeğimin üstüne usul usul akıyor.

Hafifçe ısırıyorum tüm organını; hiç oradan çıkmasın istiyorum.